JUANA MOLINA / Un Día - Domino Records / ROLL 137 Şubat'2009

Arjantin’de 30 bin kişinin kaybedildiği 1976 ilâ 1983 yılları arasında ki askeri cunta döneminde Molina, siyasi göçmen bir ana-babanın kızı olarak ergenliğini Paris’te geçiriyor. Dolayısıyla 14 yaşında, Buenos Aires’i terk etmek zorunda kalan Molina, Paris’te yaşadığı yıllarda, benim ve muhtemelen kimi akranlarımın çocuk aklı ile en çok gitmek istediğimiz yer Arjantin’di. Oradaki cunta dönemi sürerken nasıl bir rastlantıdır bilinmez 1978-79 yılları arasında TRT televizyonunda yayınlanan çizgi filme ismini de veren, kahramanı Marco, çalışmaya giden ama izi kaybolan annesini bulmak için elinde Arjantin haritası omuzunda maymunu ile kaçak olarak İtalya/Cenova’dan bindiği gemi ile hüzünengiz bir maceraya koyulur. Konuya dönecek olursak; Juana Molina’yı 2002 tarihinde “Tres Cosas” albümü ile tanımamdan beri bu şuuraltı etki ile dinler oldum.

Molina, Buenos Aires’e döndüğünde 21’inde ve bir cebinde babadan gelme tango müzisyenliği ve müzik sevgisi, diğerinde ise anadan gelme aktrislik var. Bir küçük tv show’u deneyiminden sonra “Juana y sus Hermanas” adlı başka bir tv programı ünlü olmasına vesile oluyor. 36 yaşında elini diğer cebine atması ile 1996 yılında ilk albümü “Rara” yı çıkartıyor. Kendinden mülhem elektro/folk patikası da böylece zuhur etmeye başlıyor. İlk elden daha çok folk ve yerel müziği etkisi ile çiğnenmiş bu patikanın ilerleyen metrelerinde artık daha fazla elektronik dokunma, vokal ve söyleme denemelerine tanık oluyoruz.

Arjantin/Uruguay kesişmesinde yer alan Río de la Plata diyalektiyle (Rioplatense ispanyolca) yazıp, söylüyor. Zaman geçtikçe de kelimeleri daha bir parçalar ve hatta hecelere, seslere indirger hale geliyor, geldi. Yarın ne olur bilinmez.

Geçtiğimiz sonbaharda çıkan beşinci albümüne ismini de veren giriş parçası “Un Día” da bunun bir emâresi de var: “…bir gün sözsüz şarkılar söyleyeceğim / aşk, hayalkırıklığı, alelade bir şey veya Plato hakkındaysa da / herkes kendisi için tasavvur edebilecek …”

İkinci parça “Vive Solo” ile akustik gitar ve eşlikçisi muhtelif tahta ve gergi deri vurmalılar ile hipnotik sadanın içine düşüyorsunuz ki sonrasında gelen “Lo Dejamos” genizden gelen vokal ve daha çok zamba müziğe özgü vurmalı bombo legüero’nun bas sesleri ile halusinasyonunuz bir hale geliyor.

2004 yılında ölen Uruguaylı kadın şair ve yazar Marosa di Giorgio’ya şapka çıkaran “Los Hongos De Marosa” (Marosa’nın Mantarları), elektronik ile katman katman akustik sesler ve vokalin duhul etmesiyle girdaba dönüyor.

Bitkin, ateşli hâl içinde o uyku ile uyanıklık arası kimi sesler çoğalır çoğalır, sonra küçülür ya “Quien (Suite)” adeta o resim. Juana Harikalar Diyarı’nda diyelim, mesela. Sonrası sözcük oyunları, çözümsüz bilmeceler.

Dar (Que Dificil) en karanlık ve tedirgin edici parça. Juana’nın ağaç dibinde uyanmasıyla, masalın da sonu.

“Obama ile Bush arasında 5 derece açı var. Çemberin gerisi aynı. Obama şimdilik Bush’dan daha iyi görünüyor.” diyor yakın tarihli bir video röportajında, Molina. Öyle ya da böyle o sözkonusu 355 derece için çalıp söylüyorsa biz de O’nun şahane müziği ile yırtık çemberde salınabiliriz.GRACIAS.

Cem Sorguç